Yeni Dönemin CEO ve CFO’ları

“Talebin Niagara Şelalesi, arzın ise musluk” gibi olduğu 80’ler öncesi Türkiyesi’nde satmak değil üretmek önemliydi. Firmalar ürettikleri malı istedikleri fiyattan ve istedikleri şartlarda satabiliyorlardı. Ürünlerin maliyeti ile satış fiyatı arasındaki makas açıktı ve bu da firmalara yüksek karlara ulaşma imkanını sağlıyordu. Bu dönemde aranan CFO daha az kar ve dolayısıyla daha az vergi çıkaran bir profildi. Sonuç olarak 80 öncesi Türkiyesi’nin CFO’larının genellikle vergi/hesap uzmanı kökenli, bu dönemdeki CEO’ların da üretim kökenli olduklarını görürüz.

80’ler ve sonrasında Türkiye daha dışa dönük, ihracatçı ve satış odaklı bir pazar haline geldi. Bu dönemde daha fazla üretim yapabilmek ve gerekli makine yatırımları için finansman bulabilmek fark yaratıyordu. Bu dönemin CFO’larının şirketlere ilave ve ucuz finansman olanakları bulabilmeleri önemliydi. Bu dönemde daha çok banka kökenli, firmaya ilave musluk alabilecek finansman imkanlarını sunabilen CFO profili aranır hale geldi. Yeni pazarlar bulmak, artan rekabet, dışa açılım gibi konuları da göz önüne aldığımızda bu dönemin CEO’ları genellikle satış/pazarlama kökenli insanlar arasından çıktı.

Bu süreç 2000’lerin başına kadar devam etti.

2001 Enron krizi ile 2002 Arthur Andersen skandalı sonrasında küreselleşmenin iyice arttığı şeffaflık, kurumsallık ve sürdürülebilirlik gibi kavramların ön plana çıktığı yeni bir döneme girildi. Bilançolardaki karların sürdürülebilir ve doğru olması, risk yönetimi, kurumsal sosyal sorumluluk, v.b. başlıklar firma ajandalarının önemli gündem maddeleri haline geldi. Bu dönemde denetim kökenli CFO’lar ile şirketleri kurumsallaştıran CEO’lar rağbet görmeye başladı.

Bugüne geldiğimizde ise; yeni bir değişimin öncesindeyiz. Arzın niagara şelalesi gibi olduğu, talebin ise sınırlı bir büyüme gösterdiği pazar yapılarıyla karşı karşıyayız. Yeni dönemde zor olan üretmek değil, ürünü satabilmek.

Günümüzde iyi bir projeniz varsa finansman olanakları hemen hemen sınırsız gibi. Çin ve Uzakdoğu pazarlarının üretim kabiliyetleri ve üretim imkanlarındaki gelişim üretebilmek tarafında da sınırsızlığa kapı açtı. Geleneksel satış kanallarının yerini almaya başlayan internet, satış kanalı bulabilme açısından yeni girişimcilere büyük imkanlar sunmakta.

Bugün detayların önem kazandığı, küçük farklılıkların büyük farklar yarattığı bir dönemden geçiyoruz. Her bir çalışan şirketin sonuçlarına etki ediyor ve artan entegrasyon nedeniyle bir kişinin yapacağı bir hata yeri geldiğinde şirketin bütününü tehdit edebiliyor.

Peki büyük verinin, endüstri 4.0’ın ve yapay zekanın şekillendirdiği yeni dönemin CFO ve CEO profili nasıl olmalı ve olacak?

Öncelikle yeni dönemin CXX’i insanı anlayabilen, ortak bir hedef doğrultusunda çalışanlarla bağ kurabilen, ekip yönetimi ve iletişim becerisi yüksek, ekip ve çalışandaki saklı kalmış potansiyeli ortaya çıkarabilecek ve organizasyonda yukarıdan aşağıya heyecan yaratabilen biri olmalı.

Teknolojik değişimi yönetebilen, analiz yapabilme becerisine sahip, vizyoner ve strateji üretebilen, farklılıkları iyi yöneterek şirketi ve ürünlerini farklılaştıran, tüketiciyi anlayan ve tüketici ihtiyaçlarını karşılayabilecek stratejileri üretebilen dijital bir CFO/CEO yeni dönemin aranan profili.

Etiketler: doruk, özcan, CEO, CFO,

Yorumlar