Değişen Dünyada Değişen Nüfus Yapımız

1950 yılında dünyaya gelen biri doğduğunda 20.9 milyon nüfuslu bir Türkiye’nin vatandaşıyken, bugün artık 80 milyon nüfuslu bir ülkenin bireyi. Nüfusumuz son 66 yılda yaklaşık 4 kat, son 6 yılda ise %8.26 arttı ve 2016 yılı sonu itibariyle 79,8 milyonluk bir ülke olduk.

Nüfusumuzdaki büyümeye karşılık, eğitim seviyemizde ve dünya ekonomisinden aldığımız payda aynı oranda artış sağlamayı başaramadık.

Geldiğimiz noktada nüfus artışımız devam etmesine rağmen yaşlanan ve doğurganlık seviyesi azalan bir toplum haline geliyoruz.

Yıllık ortalama nüfus artışımız 0.8%’e, doğurganlık seviyemiz ise 2.03’a gerilemiş durumda. Bu da 2.42 olan dünya ortalamasının altında bir doğurganlığa işaret ediyor.

Doğurganlık seviyesi bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade ediyor. Nüfusun sabit kalması için kadın başına çocuk sayısının 2.1 olması gerekiyor. 2016 yılı tahmini doğurganlık seviyemiz olan 2.03 böyle devam ederse toplam nüfusumuzun önümüzdeki yıllarda gerilemeye başlayacağını gösteriyor.

Ülke nüfusumuzun yaş grupları itibariyle dağılımına baktığımızda; 0-14 yaş aralığındaki nüfusumuzun toplam nüfusumuzdaki payının son 50 yılda %18 gerilerek %24’e düştüğü, buna karşılık 15-64 yaş aralığında bulunan kesimin toplam nüfusumuzdaki payının %68’e ulaştığı görülüyor. Ortalama yaşam süresinin artmasıyla birlikte 65 yaş ve üzeri kişilerin de toplam ülke nüfusundaki payları giderek artıyor.

Buraya kadar ki yazdıklarımızdan hangi sonuçları çıkarabiliriz?

Yabancı sermayenin ve yatırımların bir ülkeye/Türkiye gelmesinin temel nedenleri arasında ucuz işgücü, genç nüfus nedeniyle tüketim potansiyeli yüksek bir pazar ve lojistik avantajlar bulunuyor.

Dolayısıyla yatırımlar ile demografik yapı, gelişmişlik ve sanayileşme arasında da yakın bir ilişki bulunuyor.

Peki nüfus ile sanayileşme arasında bir ilişki bulunuyor mu?

Sanayileşme; bugünün jargonu ile endüstri 1.0, 1776’da James Watt’ın buhar gücünü bulmasıyla başladı ve sanayi devrimi ile birlikte insan gücünün yerini makinelerin gücü almaya başladı. Ancak, endüstri 1.0’dan 3,000 yıl kadar önce endüstri 0.0 vardı. ‘Kendi isimlendirmemle’; endüstri 0.0, M.Ö 1,000 yıllarında Hititlerin demiri bulmasıyla başladı. Böylece insan gücü ve nüfusu demir mızraklar ve kılıçlarla dünyaya hükmetmeye başladı. Sanayi devrimi de insanoğlunun bu hakimiyetini mutlaklaştırmış oldu.

Taylorizm; kitlesel tüketim için kitlesel üretim ve montaj hatları ile endüstri 1.0, 1900’ların birinci yarısının sonunda yerini endüstri 2.0’a bıraktı. 2000’lerin başında ise internet teknolojileri, üretimde robotların kullanılmaya başlanması ile üretimde otomasyon ve endüstri 3.0’a geçiş tamamlandı.

Endüstri 0.0’dan endüstri 3.0’a kadar geçen sürede gelişen teknolojiye rağmen, üretimin insan nüfusuna, zekasına ve gücüne bağımlığı sürdü.

Sanayileşme ile birlikte dünya nüfusu son 100 yılda, onbinlerce yıllık büyümesinin kat be kat üzerinde artış gösterdi. Bunun sonucunda; 1900 yılında 900 bin olan dünya nüfusu bugün 7,5 milyara ulaşmış durumda.

Bugün ise farklı bir döneme girdik. Endüstri 4.0 (teknoloji devrimi) ile beraber insan zekasının yerini makine zekası almaya başladı. Bugün değer zincirleri uçtan uca bağlanıyor ve gerçek üretim önce sanallaştırılıp sonra gerçekleştiriliyor. Artık, alım satım işlemlerinin algoritmalar tarafından yapıldığı bir dünyada yaşıyoruz.

Fabrikalarda robotların çalıştığı, hyperloop’ın yeni ulaşım aracı olacağı yarının dünyasında ucuz işgücü, genç nüfus ve lojistik avantajlar, yeni yatırımları çekmek için öncelikli kriterler arasında olmayacak.

Dolayısıyla; bugün toplam nüfusumuz içerisindeki payı giderek azalan genç nüfusumuzu teknoloji devriminin gerektirdiği yetkinliklerle donatamamız durumunda, ortalama yaşam süresinin de uzadığını dikkate aldığımızda 30-40 yıl içinde yaşlanmış bir nüfusa sahip olacağız. Bunun sonucunda yaşlı, ancak yeni dönemin bilgi ve becerilerine sahip olmayan bir toplum yapısıyla karşı karşıya kalabiliriz.

Ülkemizin değişen nüfus yapısıyla beraber değişen dünyaya ve teknolojiye uyumlu bir eğitim planı ve planlamasına bugün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Etiketler: sanayi 0.0, nüfus artışı, nüfus yapımız,

Yorumlar